CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 21 Şubat Dünya Anadil Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, ” Yurttaşlarımızın anadillerini eğitimde, sanatta, özel ve kamusal yaşamda kullanmalarının önü açılmalı, anadil ile ilgili fiili ve mevzuattan kaynaklanan tüm engeller kaldırılmalıdır” dedi.
CHP Diyarbakır Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili Tanrıkulu, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Her insanın kendisini anadilinde ifade etmesi, anadilinde eğitim alması, anadilini geliştirmesi ve anadili içinde gelişmesi tartışılmaz, devredilemez, bölünemez, gasp edilemez bir haktır. Anadil hakkının tartışılması ya da kısıtlanması söz konusu olamaz. Anadil sadece bireyler arasında iletişim aracı değil, insanların toplulukların düşünme biçimidir. Bir toplumun en geniş anlamıyla kültürü anadil çerçevesinde oluşur ve gelişir.
UNESCO verilerine göre, dünya üzerinde üç bine yakın dil yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Türkiye’de ise 18 dilin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu tahmin edilmektedir. Bir dilin “ölümü” ya da “yok olması” aynı zamanda bir halkın, bir toplumun yok olmasıdır, toplumun geçmişinin, geleneklerinin, kültürünün dünya yüzünden silinmesidir, dolayısıyla telafisi mümkün değildir. Daha önce de sık sık vurguladığım gibi Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde bireyin anadilinde eğitim alması temel haklardandır, aynı zamanda bireylerin anadillerinde eğitim almasının engellenmesi de en büyük insan hakkı ihlallerinden birisidir.
“ANADİL SORUNU SADECE KÜRTLERİN SORUNU DEĞİLDİR”
Anadil sorunu sadece Kürtlerin sorunu değildir. Türkiye’de Süryanice, Lazca, Çerkezce, Boşnakça, Rumca gibi birçok dil yavaş yavaş yok olmaktadır. Bireyin anadilinde yaşamını sürdürmesinin temel bir hak olduğunu ve anadilde eğitimi savunmanın da temel bir görev olduğunu vurgulayarak: Yurttaşlarımızın anadillerini eğitimde, sanatta, özel ve kamusal yaşamda kullanmalarının önü açılmalı, anadil ile ilgili fiili ve mevzuattan kaynaklanan tüm engeller kaldırılmalıdır.”