Ukrayna’nın Noel kutlamaları Rusya-Ukrayna savaşının teopolitik yönünü gündeme getirdi

Posted by

Uzmanlar, Rusya-Ukrayna savaşının, nüfusunun yaklaşık yüzde 70’i Hıristiyan Ortodoks olan Ukrayna’yı dini açıdan Katolik ve Protestan Batı’ya yaklaştırdığını düşünüyor.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’in temmuzda imzaladığı karar gereği, ülkede Noel resmi olarak ilk kez 7 Ocak yerine 25 Aralık’ta kutlandı.

Noel kutlamalarının, Ortodoksların büyük çoğunluğunun benimsediği tarih olan 7 Ocak’tan, Katolik ve Protestanların benimsediği tarih olan 25 Aralık’a alınması ve bu tarihte yapılması, Rusya-Ukrayna savaşının teopolitik yönünü bir kez daha gündeme getirdi.

Rusya Ortodoks Kilisesi ile Ukrayna Ortodoks Kilisesi arasındaki ilişki aslında uzun zamandır tartışma konusuydu. Ukrayna devleti, Sovyetler Birliği’nin dağılması ve Ukrayna’nın bağımsızlığını ilan etmesinden itibaren, Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin bağımsız bir kilise haline gelmesini arzu ediyordu. Çünkü Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin Rus etkisinden kurtulmasının, ülkenin tam bağımsızlığı için şart olduğunu düşünüyordu.

Ukrayna Ortodoks Kilisesi, 2019’da İstanbul’da bulunan Fener Rum Patrikhanesi’nden “otosefali” (Kendilerine ait bir baş tarafından yönetilen Ortodoks kiliselerine verilen ad) kazandıran bir belge ile bağımsız bir kilise olduğunu ilan ettikten sonra dönemin Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko, “Bugün tarihe kutsal bir gün olarak geçecek. Bugün Rusya’dan nihai bağımsızlığın elde edildiği gün. Bu, Putin’siz ve Kirill’siz (Moskova Patriği) bir kilise.” dedi. Rusya ise bu karara yoğun şekilde itiraz ederek tanımadığını açıkladı.

Rusya-Ukrayna savaşı boyunca da birçok kez gündeme gelen bu ihtilaf, Ukrayna’nın son Noel kararıyla yeniden tartışma konusu oldu.

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özcan Hıdır ve İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şinasi Gündüz, Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin Noel’i 7 Ocak yerine 25 Aralık’ta kutlamasının sebeplerini ve ne anlama geldiğini, AA muhabirine değerlendirdi.

“Meselenin arka planında teolojik ve teopolitik yön var”

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hıdır, tarihte belirli dönemlerde belli başlı Ortodoks kiliselerinin öne çıktığını, bugün de öne çıkan İstanbul’daki Fener Rum Patrikhanesi ile Moskova Ortodoks Patrikhanesi’nin birbirinin en büyük rakibi olduğunu, bu rekabete Katolik ve Protestan dünyanın da müdahale ettiğini belirtti.

Hıdır, “Şimdi biz görünen kısmıyla dünyadaki olayların hep siyasi arenada cereyan ettiğini düşünürüz. Tabii ki meselenin politik ve siyasi yönü var, ama onun arka planında mutlaka teolojik ve teopolitik yön var.” dedi.

Ukrayna’da hepsi Ortodoks olan 4 ana kilise bulunduğunu, Batı’nın da müdahalesiyle bu kiliselerden 2’sinin Fener Rum Patrikhanesi’ne bağlandığını anımsatan Hıdır, “Batı ülkeleri Fener’i destekliyor. Fener kilisesini öne çıkarmak istiyor. Türkiye’de de bu tartışmalar var biliyorsunuz. Ekumenik tartışmaları buna delalet ediyor. Buna karşılık Rus kilisesi de nüfuzunu korumak istiyor. Ukrayna’daki iki kilisenin oradan ayrılıp, Fener’e bağlanması Rusya’da bardağı taşıran damlalardan biri oldu.” ifadelerini kullandı.

Hıdır, Vatikan’ın Hıristiyan dünyasının tek lideri olmak için tüm kiliseleri kendine bağlamaya çalıştığını belirterek, Papa’nın 2021’de Irak’ı ziyaret edip oradaki Ortodokslarla görüşmesinin ardından Putin’in de bölgeye bir ziyaret gerçekleştirmesini teopolitik rekabete örnek verdi.

Ukrayna’nın NATO ve AB’ye girmek gibi bir arzusu olduğunu hatırlatan Hıdır, Ukrayna’nın bu arzusunun, teolojik ve teopolitik anlamda bir adaptasyon sağlaması gibi de algılanabileceğini; ama asıl motivasyonun Rusya’nın etkisinde olan Ortodoks dünyadan ayrılma olduğunu ifade etti.

Hıdır, Ortodokslar ile Katolikler arasındaki ayrımın genel olarak siyasi olmasına, fakat Noel kutlama tarihinin dini farklılıklardan biri olduğuna dikkati çekerek “Noel’i 6-7 Ocak’ta değil de 25-26 Aralık’ta kutlayan kiliselerin, bir anlamda Ortodoks dünyanın anlayışından sıyrılıp Katoliklerin etkisine doğru girdiğini de söyleyebiliriz.” dedi.

Fener Rum Patrikhanesi’nin bu konuda fazla reaksiyon göstermeyeceğini söyleyen Hıdır, şöyle konuştu:

“Çünkü Fener Rum Patrikhanesi de neticede Batıyla entegre olarak çalışan bir kilise. Belki rahatsızlıklar duyacaklardır ama çok büyük tepki göstermeyeceklerdir. Onların esas meselesi Rusya’yla olan rekabete dayanıyor.”

“Bu siyasi tercihte sadece Moskova’ya karşıtlık değil, aynı zamanda Batı yanlılığının da etkisi var”

İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gündüz de Hıristiyanlık tarihinde milli kiliselerin ortaya çıkışında siyasi nedenlerin belirleyici olduğunu aktardı.

Otosefal kilisenin kendi patriğini seçen ve kendi din adamlarını atayan kilise olduğunu hatırlatan Gündüz, bugün yaşananların Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin otosefali kazanmasının ardından ortaya çıkan rekabetin bir tezahürü olduğunu kaydetti.

Gündüz, “Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin en azından bu konudaki tasarrufu, ne kadar siyasi bir karar aldığını ya da siyasi atmosferin ne kadar etkisi altında olduğunu gösteriyor.” dedi.

Ukrayna’da Noel’in 25 Aralık’ta kutlanmasına ilişkin Gündüz, “Moskova Kilisesi’nin şahsında özdeşleştirdikleri Ortodoks gelenekle aralarına konulan mesafenin ne kadar uç boyutlarda olduğu konusunda bize bir fikir verdi. Kilise bu çerçevede Moskova’daki kutlama tarihinden ayrılarak, Batı geleneğine uymuş oldu.” diye konuştu.

Gündüz, bazı Ortodoks kiliselerinin Noel’i ocak ayının farklı günlerinde kutladığını ve Ukrayna’nın bu günlerden birini seçmek yerine Katolik ve Protestanlara ait olan 25 Aralık tarihini tercih etmesini şu sözlerle açıkladı:

“Şu anda Ukrayna yönetimi ciddi anlamda Avrupa’nın, AB ülkelerinin ve ABD’nin siyasal yönlendirmesi altında bir siyaset inşa ediyor. Ülkenin dini kurumlar da dahil her alanın bu siyasete katkı vermesini bekliyor. Dolayısıyla bu siyasi tercihte sadece Moskova’ya karşıtlık değil, aynı zamanda Batı yanlılığının da etkisi var.”

Ortodoks inanç esaslarına bağlı olup da Vatikan’ın üstünlüğünü kabul eden kiliselerin varlığına atıf yapan Gündüz, Ukrayna Kilisesi’nin böyle bir yola girip girmeyeceğini ise zamanın göstereceğini ifade etti.

Gündüz, Fener Rum Patrikhanesi’nin otosefali verdiği Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin böyle bir yola girmesine kesinlikle karşı çıkacağını, çünkü Papalıkla dirsek temasları bulunmasına karşın tarihsel varoluş nedeninin Roma Kilisesi’nden ayrılık olduğunu, buna paralel olarak Moskova Ortodoks Patrikhanesi’nin de İstanbul’un fethinden sonra Fener Rum Patrikhanesi’ne karşı olmakta varoluş bulduğunu kaydetti.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir